Pages

Kasım 10, 2011

cuma ve pazar günlerine ait bi koku bi hava bi bişey var. takvime bakmadan anlarsın bugün pazar diye. bilmiyorum neden ama en çok evdeyken hissediyorum bunu. cuma günü olunca mavi önlüğümle okuldan çıkıp babamın beni almasını beklerdim sonra da abimi almaya gider miyiz heyecanı yaşardım. sonra cuma günleri hep bi  mutlu olma havası yaşatırdı bana bu böyle kaldı. pazar günü ise kahvaltıdan sonra başlardı gerginlik,karın ağrısı. hele saat 4 buçuk oldu mu,abim giyinmeye başlardı,annem yemek hazırlardı ve hep ntv de bi basket maçı olurdu. pazar günü deyince aklıma hep şu ses eşliğinde evde yaşanan telaş gelir. pazar günlerini de bundan sevmem işte. bilinçaltında var bişey dedikleri bu olsa gerek. cuma ya da pazar sanırım kavuşma ve ayrılma günlerinde yaşanan hisler bunlar.ama benim aklımda cuma ve pazar olarak kalıcak hep.

P.S: bugün cuma değil onun da farkındayım:)

Kasım 07, 2011

378592790 defa bi cümleyle giriş yapıp sildim galiba. en sonunda bunu dile getirmek istedim.
bayramı özet geçmek istiyorum ki şöye:
et yemekten bulanan bi mide,çalışılması gereken ama çalışsam da anlamlandıramadığım sayfalarca not,buluşulup görüşülmesi gereken bir yâr,e bizi neden görmedin izmir e geldin de diyen insanlar kümesi,ye kızım ye diyen yemeyince küsen annee,gecenin 2sinde ben geldim kapıyı aç diye sürpriz yapan abii,deli gibi acıkmışken çat diye gelen misafir ve beni her türlü sakinleştiren baba,ve maaile geçirilen bol gülmeceli bayram... lalallaa
sevgilerr,mutlu bayramlar

Kasım 02, 2011

sınıfta yabancı öğrenciler olmasa neyle eğlencez hiç bilmiyorum. omar ürdünlü nicola da italyan. tek kelime türkçe bilmiyolar.yavaş yavaş öğrenmeye başladılar gibi. ama bugün aralarında geçen dialog iyiydi:
nicola: can i take a cigarette ?
omar:yes yes
nicola: teeesekküiir ederrrim.
omar:bişey diil
nicola:tamam.

daha çok malzeme çıkar bize bu ikiliden diye beklemekteyiz.

izmirizmirizmir...

izmir e gelince bi heyecan bi sevgi bi aşk geldi ya. tanrım mutluyum. oh.
uçakta pilot, izmir adnan menderes havaalanına inmek için alçalmaya başlıyoruz diyo ya gitsem öpsem o an adamı.tamam,abartmaya gerek yok. ama izmir işte.
haydi bakalım
bana bir saz verin çalarım atarım tutarım keyfimdenn..

Ekim 24, 2011

my white princess

ben ananem gibi bi kadın olucam. evet evet.
tek başına 3 kız çocuğunu büyütüp hiç bişeye boyun eğmeden ve yaşamaktan zevk alarak hayatının her anıyla mutlu olabilen bi insandı o. eşi vefat etmemişti. ananem onunla mutlu olmadığını düşündüğü için ayrılmışlar ve o zamanlarda kızlarıyla bi  başına yaşayabileceği her türlü zorluğu göze alarak yapmış bunu. her şeyle de öyle güzel savaşmış ki. üzüldüğü zamanların olduğuna eminim ama ananem üzgün insandan da üzgün olmaktandan da hiç hoşlanmazdı. hatta birine bi derdini anlattığında onun derdini duysan utanırsın bu durumuna üzüldüğün için derdi. ağlayan insanların yanında hayatta durmazdı beni de üzücekler şimdi diye. bi o kadar da insanlara yardım ederdi. tek başına yaşadığı için tüm mahalleli onun çocuğu torunuydu. herkesin ananesiydi.

ananemin dedemden 7 yaş büyük olması ve dedemin şu an ki eşiyle ananemin cenazesine gelip ben hala ananenize aşığım demesiydi galiba beni en çok etkileyen şey de.

herkese ananemi tanısanız çok severdiniz derken o kadar özlüyorum ki onu. tanısaydınız keşke..

onsuz geçirdiğim 2 yılda hep ananem olsa.. diye hareket etmeye çalıştım.

evet ananem gibi olucam ben.inanıyorum

Ekim 22, 2011

the end of the diary

"ooo Istanbul c’est constantinople
C’est a Istanbul, constantinople"

evet diary ingilizceden başka her şeyi öğrendim burda
bak yola çıkmadan yazdım yine iyisin hadi köftehor.
2 de evden çıkmam gerekiyo. ama saliha 7 de uyandı. ah çocuğum nası zeki.
everybody! put your hands up put your hands up. saliş geliyo oha...
sevgillerrrr
ireland-dublin7
time:09.34
p.s: gerçek "the end of the diary" bu.valla bitti bitti
hi diary;
büşra beni çok özlemiş. bugün öyle dedi. ben de çok özledim. şaka gibi bitti bugün yarın gece kavuşmuş olucam herkese inşallah.
bugün bana parti yaptılar. herkes beni şu 10 günde çok sevmiş ya on
u anladım galiba. mutlu da oldum.azıcık da üzüldüm gidiyorum diye. bu nası bi çelişki demi.i feel bittersweet. 
futuraf çekindim arkadaşlarımla. izmire gelince arıcaklarmış beni. ben de italya ya ispanya ya venezuella ya falan gidersem haber vericekmişim onlara. arada da mail atmam gerekiyomuş.
şaka maka güzel bi experience oldu bana bu durum. iyi hissediyorum yani kendimi.
döniyim artık yeter ama demi bence de.
gelince tüm ayrıntılarla konuşmak üzere
sevgilerr
ireland-dublin
time:18.15
-- the end of diary--
evvett diary;
kaldı bi günümüz..

bugün güzeldii. sınıfın en 'hones' öğrencisi seçmişler bi de beni. ah canlarım.
sınıf mevcudumuz o kadar ilginç ki 1 kız 10 erkek. ben ne yapayım kader. hayır sonra bunun kader olduğunu gel de anlat etraafa. neyse gazete aldım okumaya çalışıyodum spor sayfasına geldim ordan alman geldi yanıma sora spanish falan derken kore japon hepsi geldi. maç muhabbeti yapıyoruz. hoca gelip kalabalığın ortasında beni görünce oo my god saliha dedi ve güldü deli gibi. irlanda bana alışmalı dublin bana alışmalı dedim içimden.ya da niye alışsınlar demi abartmaya gerek yok dönüyorum sonuçta.
sevgilerr
yarından sonra kucaklaşmalar

15-9-2011
ireland-dublin
time:16.46

Ekim 18, 2011

hi diary;
artık boş beleş geçiyo günler dönüş telaşı bilmem ne. nasıl güzel bi telaştır o yarebbim.herkese nasıl sarılcam varya aklın durur.
okulda oyun oynadık bugün.herkesin kendi kartı var çeşitli hırsızlar ve polisler var.ordaki bilgilere göre sorulara cevap veriyon.saçma. neyse. oynuyoz. ben tabiki hırsızdım.new york ta bi yeri soymuşum ama geçen hafta orda olduğumu söylemicekmişim.hoşlandığım şeylerden çıkarcaklar hırsız olduğumu.bizim polonyalı amca bana sordu ben de gitmedim newyork a dedim.oyunun sonunda amcam polismiş.anlamamış benim hırsız olduğumu.nasıl hırs yaptıysa ben saliha ya sordum newyork a gitmedim dedi ama diye trip attı.anlatana kadar canımız çıktı.neyse.amaç practise.
P.S: son 3 gün. (geldiğim günü ve bugünü saymak felsefede yok tabi.)
sevgiler

13-9-2011
time:15.08
ireland-dublin





P.S: yandakiler sınıf arkadaşlarım. evet tek bağyan bendim sınıfta.
P.S:o pembeli örtmenim ashley.
hi diary;
bugün okul güzeldi.zaman geçirtirtiyo meret. "perfect" aldım örtmenimden 2 kez. sınıfa yeni bi öğrenci geldi.spanish man. bayaa adam.gerçi 50 yaşındaki polonyalı amcamın(success e yeni okunuş kazandırıp suksis diyen) yanında genç kaldı ama olsun. benden daha düzenli defteri kalemi kitabı var. utandım.
okulda koreli bi arkadaşım var adını söyleyemiyorum aynı zamanda yazamıyorum. o benim adımı kore alfabesiyle yazdı..bildiğin resim çizdi,burda saliha yazıyo dedi.okuldan çıkıp yürürken teyzenin biri temple bar ı sordu. allahım tam türküm. burdan dümdüz gidin orası dame street. orda birine sorun gösterir dedim. nasi ama? sonra düşündüm kadın türk olsa da aynı şeyi söylerdim.sense of direction kötü bende, yapcak bişey yok.
P.S: son 4 gün panpa. geliyorum şaka maka.

sevgiler
12-9-2011

time:18.06
Blogger tarafından desteklenmektedir.