Ağustos 31, 2011

oo captain,my captain (31.08.1986)


Ondan bahsetmeye başlayınca sıfat bulamıyorum işte  böyle. Ne desem diyorum ama ben ona kaptanım desem  o beni anlar. He şey şey beyaz atlı prens de şık duruyo onda. Prensesim der o da bana hep. Hani kendimi bildim bileli hayatımdasın denir  ya he işte öyle,o benim öyle uzun süredir hayatımda ki ne zaman girdi nasıl girdi hiç bilmiyorum. Ailemizin bi parçası olduğu için kimse evde yabancı var misafir var gibi davranmadı.  Öyle de içten ve saf bi kalbi vardır ki içim sıkılsa bunalsam bi telefonla hepsine çare olabilecek büyüklüktedir onun kalbi. Elinden ne gelirse yapabileceğine eminimdir.
Komiktir O. Hayatımıza nasıl girdi hiç bilmiyorum dedim ya,onunla ilgili hatırladığım en eski şey kırmızı üçgen tuşları olan bi cep telefonu. Nasıl hayrandım. Bi de polifonik bi şekilde shakira’nın o zamanlar hit şarkısı "whenever wherever”melodisiyle çalıyodu. Allahım nasıl güzeldi. Tuhaf İngilizcesiyle şarkılara eşlik etmesi tek eğlencemdi. Kulağına nasıl geliyosa öyle söylerdi. Hatırladım yine güldüm.
Kötülük hiç düşünmezdi. Kim ne dese inanır bi de kim ne istese yapardı. Bolca kandırmışlığımız vardır onu. Hepsine kızmayı bırak en az bizim kadar gülerdi,güler de hep..
Bolca yemek yemesiyle tanınırdı ailemizde. Bizde kalıp evine gittikten sonra annem: “ah Mustafa çocuğum nasıl güzel yemek yiyo siz oturun öyle” diye de kızardı. Her şeyden iki tabak yeme potansiyeline sahipti.(bu ara yemeden düştü gözümden kaçmadı değil.) en çok güldüğüm şey de çorbadan başlayıp bütün yemekleri yedikten sonra tekrar çorbaya dönmesiydi.. en garibi de kerevizi gerçekten severek yiyebiliyo olması. hala şaşırıyorum.
Kaptandır o. Şaka değil. Yıllarca denizleri aşıp yanımıza gelsin diye bekledik. Maşallah güzel dünyamızın bütün ülkelerini gezdi.
Abimin hayatta vazgeçemeyeceği en değerli arkadaşı olduğunu herkesler bilir. Onun yeri apayrıdır.Sanırım abimden sonra ben geliyorum onu sevenler listesinde. 4 gün hiç kalkmadan FM oynamalar mı dersin,birer tavuk yeme maceraları mı dersin,otostopla konsere gitmeler… daha sayamadığım birsürü şey paylaştı onlar. Küçücük bi kötülük bile girmedi aralarına. Hayatım boyunca imrendim onlara. Öyle bi arkadaşlığım olsun da çok istedim.
Kısaca; kaptanım, beyaz atlı prensim Mustafa ünlü den bahsettim. Onu tamamen anlatmaya kalksam yetmez hiç bi yer.özet geçtim. Bugün onun doğum günü olması nedeniyle de burada herkesle paylaşıp,herkesin hayatta gerçekten böyle birinin olduğunu bilsin istedim. Seviyorum onu,seviyoruz. Hep derim abim ve Mustafa ünlü yanımda oldukça bana bişey olmaz. Onlar hep birlikte olsunlar ben de arada meraba der kaçarım.
Doğum günün kutlu olsun Mustafa Ünlü..
                                                                                                                             *prensesin*



P.S: bu fotoğrafı pek sevmediğini biliyorum ama elden bu geldi. 
                                                                                          sevgilerrr..

Ağustos 28, 2011

perdeperdeperdeperdeperde.iyibayramlariyibayramlar

"perde asmak" was accepted the hardest house job by me!
teknoloji bizim eve neden uğramamış bizim neden perde asma aletimiz yok. anne hı?
neden bu bu yandaki teyze gibi perde astığım için mutlu değilimm...
bak adı da çok afilli: perdematik! 

Ağustos 24, 2011

libido

Hey dün gece rüyamda seni gördüm
Ben kördüm sen de bi pipo
Pipoyu içen bi' kadın gördüm
Ama kördüm bumu libido ??

Ağustos 21, 2011

coincidence or miracle ??

hayatımda heyecanlanabileceğim şeyler olmasını özlemişim. dün babamla ntv sporda spor spikerlerini izlerken ah ya ben de böyle olsam daha da bişey istemem diye dışımdan düşündüm." yüksek lisansımı radyo televizyondan yaparım babamın da yardımıyla trt de staj yapsam heralde bişeyler olur benden" le ibaretti hayallerim. ama babamın nasıl aklına yerleşmişse o cümlem. oturmuş bilgisayarın başına can ve arsen gürzap ın eğitmenliğini üstlenmiş bi kurs bulmuş. başta can ve arsen gürzap var ve diğer eğitmenler muhteşem. orda yetişmiş o kadar çok spiker var ki. kurs bütün televizyon kanallarıyla da bağlantılı. babamla araştırdık,son karar senin bence çok yararlı olur dedi ve pası bana attı. öyle heycanlandım ki. olur mu acaba,yapabilir miyim diye düşünürken yapamayabilirim düşüncesini kafandan atıp ben bunu gerçekten istiyo muyum diye düşün diye son noktayı yine babam koydu. bu hafta içi son kararımı verip atıcam galiba bu düşününce beni hayallerimin son noktasına sürükleyen adımı. öyle heycanlı ki. şu an haber programlarını ntv sporu çok daha farklı bi gözle izliyorum.
tekrar söylüyorum;babamı seviyorum
izmirden saliha damar bildirdi.
sevgiyle kalın..iyi günler..

Ağustos 15, 2011

Bullshit...

vay anasını ne zamandır yazmamşım. kendim de fark etmiştim bunu ama muhteşem insan mustafa ünlü bugün arayıp bunu hatırlatınca yazmadan edemedim. tabii sen önce kendine bak da dedim ona. mustafa ünlü bana bi de "sen de bi sıkıntı mı var bak olmasın he" gibi şeyler de dedi. unuttu ki saliş neye ne kadar üzülebilir. elinde değil en fazla 10 dakika sonra ama şöyle de olabilir deyip üzüntüsünü ya da sıkıntısını atar bi kenara.gülmek için bi neden de bulur hemen.tamamdır.nereye kadar bilmez ama en azından şu an böyle ve mutlu.dii mi?

öyle böyle geçiyo günler işte.etraftaki insanları anlamamak da var kafamda. bankamatik sırasında 45087 tane insan sırada beklerken yüzünü ellerinin arasına almış kollarını da bankamatiğe dayayıp bankamatiğin ekranına şımaran amcalar mesela. amcacım bankamatikle sevişmen bittiyse hadi be seni kenara alalım.ya da git önce ne yapman gerektiğini düşün soora gel.bak bu kadar insan seni bekliyo deyip ensesine vursam dünyalar benim olur.şaka olmaz tabi oha. ama mesela Zach Braff'la evlensem dünyalar benim olabilir.önce bi peşimden koşsa daha çok dünyalar benim olur heralde. ya daa.aman bilmiyorum işte.allahım nerden nereye geldim.sıçıp sıvarım hiç acımam.
sevgiilerrr..

Ağustos 11, 2011

"birini affetmek mi? haha ne var ki bunda ya. ben ne kimseye bi kin beslerim ne de hayatım boyunca konuşmam diyebileceğim insanlar olur etrafımda. ben herkesle konuşabilirm. kötü davranmak eylemini bi türlü gerşekleştiremem.belki üzülen hep ben olurum ama yapamam işte"derdim hep artis artis.(.izmirimin bunda etkisinin büyük olduğunu düşünürüm.) hala da böyle bi durum var ama artık olsun istemiyorum. geri çekilmek gerekiyosa çekilicem..bu kararı kendi kendime aldım.onayladım.çok da mühim sanki. "ah saliha hep yanımızda olsun" diye ölüyomuş insanlar gibi havalara girmişim.ama olsun kararlıyım ben.
böyle bi kararın üstüne 1senedir bir türlü konuşamadığım arkadaşıma upuzun bi mail attım. aramızda bi küslük yoktu ama yok o aramadı yok ben aramadım derken 1 sene geçmiş. özlemişim de sanırım. cevap verir mi nolur hiç bilmiyorum ama yazdım sadece. belki arar konuşuruz. öyle tuhaf ki. 4 sene her gün birlikteydik ama her gün. sabaha kadar hiç durmadan gülebilirdik. her yere giderdik. ben yanında olduğumda korkmazdı pek bişeyden,ben de korksam belli etmezdim. bunları düşününce niye konuşmuyoruz ki şimdi diye kızdım kendi kendime. evet alıngandı,her şeye hemen üzülüverirdi ama ben şöyle omuzlarından tutup bi baktım mı biterdi her şey. gözümden ne dediğimi anlardı. ben sürekli pot kırdığım için onları toparlamaya çalışırdı kalabalık ortamlarda. sonra da napıcaz seninle diye yakınırdı.dün gece bunlar öylece akıp gitti gözümün önünden. kalkıp yazdım maili. dediğim gibi nasıl bi tepkiyle karşılaşıcam hiç bilmiyorum.
sevgilerr eski bi dosta..

Ağustos 09, 2011

nothing's going right.
and everything's a mess...
why is everything so confused?
may be I'm just out of my mind.

Ağustos 02, 2011



Blogger tarafından desteklenmektedir.